Daha önce Minnoş’un mutfak balkonu penceresinden aşağı düştüğünden bahsetmiştim. İlk düşüşü sonrasında yine aynı pencereden bir kez daha düştü. Nasıl fark ettiğimizi tam olarak bilemiyorum fakat sabah 10:00’dan önce, bir şekilde Minnoş’un yokluğunu fark edip seninle birlikte aramaya başladık. Bu seferde de, her sefer (Minnoş’un Şile’de kayboluşu) olduğu gibi, hem Minnoş’u arıyor, hem seni teselli ediyor, panik yapmanın gerekli bir şey olmadığını – hata yaptıracağını anlatıyor, bir yandan da bu tür kayboluşların, gidişlerin hayatında her zaman olacağından bahsediyorum.

Lütfen kaybolma Minnoş, ben çok uğraşıyorum.

Ev içerisinde Minnoş’u bulamayacağımızı anladığımızda çemberi biraz genişletip, evin dışına çıktık. İlk düşüşünde bulduğumuz yerden başladık tabii ki. Bahçeden. Panik içerisinde bahçede koştururken, alt komşumuzun kedi arıyorsak, bahçe katında bulunan dairenin mutfak balkonunun altına bakmamız gerektiğini söyledi. Eğildik, evet orada. En dipte, korkmuş vaziyette bakıyor. Minnoş’un çok sevdiği yaş mamalardan bir tane getirmen ve paketin hışırtısını Minnoş’un duymasıyla, zorla da olsa dışarı alabilmiştik.

Biz panik ve heyecan karışık balkon altından kedi çıkarmaya çalışırken, en alt komşumuzun misafirleri geldi. Oğlu ve oğlunun eşi. Kedi fobisi olan yeni eş, Minnoş genelde apartmanda dolaşıyor diye korkup, bahçe kapısından girmeye karar vermiş. Minnoş ile berlikte, hep beraber bahçe kapısında kendisini karşıladık 🙂 Büyük ihtimalle çok şanssız olduğunu düşündü.

Minnoş bahçeye her selam verdiğinde olduğu gibi, bütün pireleri toplamış, bizlere de bulaştırmayı başarmıştı. Aynı günün akşamında kendisine güzel bir duş aldırmış olsam da, pirelerden kurtulmayı başaramadık. Düşüş tarihini tam olarak bilemiyorum ama benim pire damlası aldığım tarih; 19 Aralık 2019, Perşembe günü.

Evet, 2 tane pire kadar damla 100 TL

Eh sonrasında ne bizde, ne de Minnoş’ta pire kalmadı tabii.

Ah. Geçtiğimiz hafta içerisinde, sıradan bir günün sabahında senin dişlerini fırçaladığın esnada ben yatakta yuvarlanırken pencerenin önünden “Paf!” diye bir ses geldi. Tabii ki Minnoş düşmüştü ama koşa koşa aşağı inmek çok da işime gelmediğinden, pencereden sarkıp 20 – 30 saniye Minnoş’a seslendim. Cevap vermedi ama havada uçuşan tüylerinden tanıdım kendisini.

Sen henüz banyodayken; sana haber verip, hemen aşağı gidip geldim ve banyodan çıktığında, sana Minnoş’un aşağı düştüğünü söyledim. İnanmadın 🙂 Gülümseyerek de olsa gerçek olduğunu falan söyledim ama inanmadın. Ben sana böyle şakalar yapmam ki 🙂

Categories:

Tags:

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.